Çeşme Adalet Sarayı

Tatile, gezmeye, dolaşmaya gittiğinizde önünden geçmişsinizdir mutlaka. Çok dikkatli bakmayız bazen etrafımızda olan yapılara, dükkanlara yada dükkan isimlerine. Hele ki tatildeysek.

Çeşme Adalet Sarayı
Geçen ay hafta sonları Çeşme Ildır daydım. Sıklıkla akşamları Çeşme merkezine de gidip geldim. En son gidişimde ailemle beraberdim. Çok kalabalıktı. Arabayı park etmek için çarşının biraz uzağına, minibüslerin durduğu yerin ilerisine park etmek zorunda kaldım. İçeri doğru yürürken şöyle bir etrafıma baktım. Kocaman harflerle "Adalet Sarayı" yazıyordu. Yapıdaki boşluklar dikkatimi çekmişti. Sanki ikiye bölünmüş yapı, alt kısmı "iş merkezi" üst kısmı ise "cami" gibiydi. Aşağıda işini halleden, sadece parasına bakan sözde avukatlar, üstlerinde ise onları yöneten yobazlar. Güldüm! "Çok mu farklı ki şuan yaşadıklarımızla ?" dedim. Bugünün fotoğrafıydı resmen o, en fazla görülen Adalet Sarayı nın ön cephesi !

Gezindik Çeşme yi biraz. Deniz kenarında yemek yedik ailecek. Ardından dönüş vakti gelmişti. Babam la beraber çarşıdan çıktık arabaya doğru yürürken bir daha baktım "Adalet Sarayı" nın o, bugünü anlatan ön cephesine. Benim bakmamla beraber babam da baktı. Ve ekledi " Sarayda adalet mi olurmuş da Adalet Sarayı demişler buna?" diye. Baya bir güldük beraber. Haklıydı. Hiç "edebi" yanını düşünmemiştim. Ben de kendi mimari bakış açımı anlattım. "Adalet Saray" larının hem mimari hem de edebi yönden çöktüğünün farkına vararak arabaya binip uzaklaştık bu devrimsiz yerden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.